Balkanlar ve Yunus Emre

BALKANLAR VE YÛNUS EMRE

Yedi iklim bir solukta

Durmaz söyler Yunusları

 

Yûnus Emre XIII. yüzyılın ikinci yarısı ile XIV. yüzyılın ilk yarısında yaşamış, Müslüman milletlerin ortak değeri hâline gelmiş önemli bir şahsiyettir. Yûnus Emre; Türkçe’nin süt dişi, Türkçeyi mayalayan ve İslâmlaştıran, edebî dil hâline getiren şahsiyettir.

Şifâhî kültür diye tabir edilen sohbet kültürü insanlar üzerinde daha canlı ve tesir gücü daha fazladır. Osmanlı toplumundan bahsederken; dinin medrese, cami, mescid dışında tekke ve zâviyelerde bu şifahi kültürle yani sohbetle öğrenildiği söylenebilir. Osmanlı toplumuna yön veren ve etkileyen eserlere bakıldığında bu eserlerin çoğunun sûfiler tarafından kaleme alındıkları da görülür. Yunus Emre’nin şiir ve ilahileri de bu kategoride değerlendirilebilir.

Yûnus Emre; hayatı ve ortaya koyduğu eserleriyle geçmişten günümüze kadar şâirlere ilhâm kaynağı olmuş, ilâhileriyle müslümanların hayatında varlığını sürdürmüştür. Yûnus’un şiirleri Türk milleti dışında Balkanlar’da yaşayan Arnavut, Boşnak gibi Müslüman milletlerin dillerine tercüme edilmiş, ilâhileri bestelenmiş ve varlığını asırlar boyunca Müslümanlar arasında sürdürmeye devam ettirmiştir.

Balkanlar’da Kur’ân-ı Kerîm’in, ezanın, dinî eğitimin yasaklandığı komünizm dönemlerinde Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i, Yûnus Emre ve benzeri sûfi şâirlerin ilâhileri sâyesinde dinî bilgiler muhâfaza edilmiş, bu coğrafyada İslâm hayatiyetini sürdürmüştür. Bunun yanında tekke ve camilerde yapılan zikirleri, doğum, ölüm, mübârek gün ve gecelerde okunan mevlidi de ilâhilerden bağımsız düşünmek mümkün değildir. Çünkü tekkelerdeki zikir meclislerinde veya mevlid okunan özel gün ve gecelerde başta Yûnus Emre olmak üzere birçok sûfi şâirin ilâhileri seslendirilmektedir. Bu ezelde olduğu gibi günümüzde de güncelliğini korumaktadır. Bu ilâhiler Balkan Müslümanlarının zihninde ve gönlünde geniş bir yer tutmaktadır. Anadolu’da yanan İslâm çerağının Balkanlara yayılması da bu şekilde olmuştur. Bu anlamda Anadolu insanının Balkanlar’daki insanlarla dinî, tasavvufî, kültürel anlamda çok ortak yönü bulunmaktadır. Bunu en güzel yansıtan önemli unsurlardan biri ve en önemlisi ilâhilerdir. Bu şiir ve ilâhiler ister Türkçe ister farklı dile tercüme edilerek okunsun, ister Anadolu’da ister Balkanlar’da terennnüm edilsin insanlarda bıraktığı etki aynıdır. İnsanları ortak aşk, şevk, iştiyak ve heyecan üzerinde birleştirir ve buluşturur.

Yûnus Emre’nin seyyâh bir derviş olduğu bilinmektedir. Balkanlara bizzat gitmemiş olsa bile orada onun şiir ve ilâhîlerinin günümüzde dahi büyük bir aşk ve şevk ile okunması onun ne kadar sevildiğini göstermekte, manevî şahsiyetinin de o topraklarda yaşadığı ve yaşatıldığını gözler önüne sermektedir.

Nehri AYDİNÇE

Eskişehir