Yunus Emre’nin Gönül Anlayışı

Yunus Emre'nin Gönül Anlayışı

Gönül yapma veya kazanma erdemi tüm İlahi dinler için vazgeçilmezdir. Kenan Gürsoy’un ifadesiyle insanlara karşı davranışlarımızın içinde en çok üzerinde durulan husus gönüldür. Hak erenleri için gönül, mecazen, “Allah’ın Evi”dir. Çünkü Allah, gönle önem vermiş, insanları incitmeden şefkatle ve merhametle muamele etmemizi istemiştir. 

Türkmen büyüğü Yunus Emre, Allah’a olan derin bağlılığı ve sevgisi ile insanlara yaklaşmayı, onları kendinden ayrı görmemeyi ve göstermemeyi adeta vazife bilmiştir. Eserlerinde, çeşitli şekillerde ve sıkça karşımıza çıkan “gönül” mefhumu onun adeta vazgeçemediği ve hep olumlu duyguları yaşatmak ve dillendirmek adına başvurduğu yegâne kapı olmuştur. Yunus Emre, Yaratan’dan ötürü tüm yaratılmışları sevmiş ve onlara değer vermiştir.  

Gönül Çalab’ın tahtı, 

Çalap gönüle baktı, 

İki cihan bedbahtı, 

Kim gönül yıkar ise.” 

Çalap, Tanrı demektir. Tanrı’nın tahtı, insanın gönlüdür. İnsan gönlü yıkmak sembolik olarak Tanrı’nın tahtını yıkmak anlamına gelir, Kabe’yi yıkmaktan daha kötü bir davranıştır. Gönül yıkan iki âlemde de hüsran olur. 

Müminden beklenen gönül yapmasıdır. Yunus’un irfan anlayışında Hak gönülde bulunur. Gönül yapan Hakk'a nazır olur. Zira gönül Hakk’ın evidir. İnsan her daim iyi niyet, sevgi, samimiyet ve hoşgörü ile gönül yapmalıdır. Başkasının gönlünü yapan aslında kendi gönlünü de inşa ve imar etmiş olur.

Sözü, Yunus Emre’ye verelim:

“Bir kez gönül yıktınsa bu kıldığın namaz değil

Yitmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil.”

 

Dr. Duygu TANIDI